Ansızın bir boş meydanda buldum kendimi
Kaldırımlarda boş şarap şişeleri
İçimde sessizliğim ve küskünlüğüm saklı
Zavallı bedenim ürkek ve bitkin
Bütün bir gün acıyla inleyecek bu kent
Koşuşan insanlar ve uçuşan martılar
Çürüyen asırlık bir ağaç gibi bu kent
Yada eriyen koca bir kalıp buz
Çağırır hep uzak mavilikler insanı
Uzanıp tutulası gibi tüm sevgiler
Dalga ve rüzgar ve sıcak saracak sanki
Koşsam yakalasam, tutsam
Karanlıkta bir silah sesi uçan bir kurşun
Ölenin ve öldürenin çığlığıdır bu kent
Issız bir mağara, azgın bir deniz
Tenimi parçalayan bir mızrak gibi bu kent
İdam sehpasında sallanan bir kuşun
Yere dönerek düşen bir tüy parçasıyız biz
Kaçmalıyız, gitmrliyiz, dönmemeliyiz
Kalmalı ardımızda kefeniyle bu kent